Ben Aksa'yım

Ben Aksa'yım.
Şu garip doğunun yalnızıyım.
Yer bana küsse de ben göklerin yaldızıyım. Asırlardır güneş gibi kalplere parlıyorum;
Ümmeti kim dağıtsa gene ben toparlıyorum.
Ah şu aziz gençler bir de mescide aksa,
Kurtulacak Kubbet'üs Sahrâ, Mescid-i Aksâ! Madem ki verilmiş bir mühletin var vuslata, Donanıp tekrar aşkla, sefere baştan başla!
Yürü bu yol götürmezse taşı toprağı yansın;
Sana dil uzatanlar, dillerinden utansın...

Ben Aksa'yım.
Asırlara ağır gelen yüküm.
Haktan gayrı kimsem yok, bu yolda tek, öksüzüm. Efendimi gördüğümden beridir yaşıyorum.
Kimse bilmiyor amma büyük bir yük taşıyorum. Dökülmüş yapraklarım, yerden göğe bakıyor;
Halim duyanların ciğerlerini yakıyor.
Sokaklarımda taze kan kokusu yayılmış.
Ruhlar ceset altında bir mefta gibi bayılmış.
Feryadı bastıkça ben tüm Kudüs işitiyor.
Sadece Ayasofya benimle dertleşiyor...

Ben Aksa'yım.
Şeriattır benim baş tacım.
Yakışmıyor Müslümana sahtesi altın tacın. Yalandan, dolandan tüm mâsivâullahtan,
Sıyırıp da kendini, kurtarıp her tuzaktan,
İki çizgi arasını kanıyla boyayacak;
Bir yiğit çıkacak ki nehirler kaynayacak.
Ve titreyip yerinden oynayacak arz bir an,
Gelecek tüm yaklaşan ve yaklaşmakta olan. Vuslatlar yaşanacak, yerle gök buna şahit. Kehkeşan gibi ordu, başında şanlı mücahit!


.