Kars Elinin Maralı Türküsünün Hikayesi

Kars'ın Arpaçay ve Ardahan'ın Çıldır ilçesinin bazı köylerine Gürcistan'ın özellikle Borçalı bölgesinden Türk kökenli aileler yani Karapapak (Terekeme) türkleri göçmüşlerdir. Bu ailelerin bazıları sonradan Muş'un Bulanık ilçesi ve civar köylerine göçmüşlerdir. İran ile Rusya arasında süren toprak savaşları ve Türkmençay antlaşması (1828) bölgede bazı Türk köyleri göçe zorlandı. Okur- yazar oranı yüksek olan ve birbirleriyle kültürel ve sosyal bağları sıkı olan Bezekli, Koçali ve Kemerli köyleri de bu göçlerden çok etkilendi. Bezekli köyü'nün gençlerinden Oruç isimli delikanlı ile Kemerli Köyü'nün güzellerinden Maral isimli genç kız birbirleriyle küçüklükten beri tanışmış ve zamanla birbirlerine aşık olmuşlardır. Gençler büyüdükçe birbirlerine iyice bağlanmışlar ve zamanla birbirlerine evlilik sözü vermişlerdir. Maral'ın hem kendisi çok güzel hem de sesi çok güzeldi. Oruç'ta aşıklığa meraklı olup saz ve tar çalıyordu.

Köylülerin göçe zorlanmasıyla Bezekli'den bazı aileler Türkiye'ye göçmeye karar verdiler. Oruç ve ailesi de göç etmeye karar alan aileler arasındaydı. Oruç Maral'dan ayrılmak istemediği için ailesini göç kararından caydırmaya çalıştıysa da muvaffak olamadı. Maral'ın ailesi ise kendi köyleri olan Kemerli Köyü'nde kalmaya kararlıydı. Maral ve Oruç için bu ayrılık çok zor ve acıydı. Maral çok iyi yüzme biliyordu. Oruç ve Maral, iki ülkenin sınırını belirleyen Arpaçay Nehri'nin kenarında buluşmaya sözleştiler. Maral yüzerek karşıya geçecek ve ailesinden habersiz Oruç ile evlenecekti.

Oruç'un ailesi ise bazı ailelerle beraber Kars'ın Arpaçay ilçesine bağlı eski adı "irişti" olan Göldalı Köyü'ne yerleşti. Birgün Arpaçay kenarında (Ani harabeleri yakınlarında) bir kayanın üstüne oturup elinde tarıyla çalıp söyleyen ve karşı tarafa yüreğinin sesini duyurmaya çalışan Oruç çaresizlik içindeydi.

Tam bu duygular içerisinde tarıyla dertleşirken kayaların arkasından bir maralın, sesine kulak verdiğini fark etti. Maral sanki büyülenmiş gibi tarın sesini dinliyor ve Oruç’u izliyordu. Oruç, maralın ürkek, sevecen ve nazenin hareketlerinden onun da kendisi gibi yaralı olduğu düşüncesine kapılarak onu sevdiği maralın yerine koyar. Duygulanarak sevdiğine söylemek istediği sözleri tarıyla marala ezgili bir biçimde çalıp söylemeye başlar, adeta maraldan derdine çare bulmasını ister.

Oruç Maral’a Şöyle seslenir:

Kars elinin maralısan
Kaşı gözü karalısan
Benim gibi yaralısan
Kim okladı söyle maral

Nakarat:
Söyle maral, gitme maral, dinle maral
Derdin nedir söyle maral
Ya derdimin dermanı ol
Ya hançerle canımı al

Maral seni eylemeli
Çalıp derdi söylemeli
Bu yaralı neylemeli
Yaran çok mu söyle maral

Nakarat

Seni sevdim canım gibi
Yan bakarsın yarım gibi
Yara git de halım gibi
Yol yakın mı söyle maral

Nakarat

Yürek yanar her atışta
Bak eridim kara kışta
Aklım aldın bir bakışta
Çare var mı söyle maral

Nakarat

Kul Şahin’im derde düştüm
Hemi dondum hemi piştim
Böyle maral görmemiştim
Gerçek misin söyle maral

Aşığın bu türküsünü kaya dibinden edalı hareketler ve bakışlarla dinleyen maral, türkü biter bitmez ani bir hareketle zıplayıp çaya dalar, yüzerek karşı tarafa geçer ve gözden kaybolur. Zaman zaman aynı yere gelen aşık, sevgilisini ve maralı bir daha göremez. Maralın son davranışını ayrılığın bir işareti olarak kabul eder ve sırtında tarı ile ata binerek, Kars’tan göçerek gurbete çıkar. O günden sonrada bir daha aşıktan haber alınamaz…

Kaynak: Aşık Salih Şahin'in bir yazısından derlenmiştir.



Çıktım Kozan'ın Dağı'na Türküsünün Hikayesi

Kars Elinin Maralı Türküsünün Hikayesi

Yıktılar Kalamızı Sürdüler Balamızı Bir Kerkük Türküsü Hikayesi

Sivas Ellerinde Sazım Çalınır Türküsünün Hikayesi

Ey Güzel Kırım Türküsü

Çırpınırdın Karadeniz Bakıp Türk'ün Bayrağına Türküsünün Öyküsü

Harmandalı Türküsü'nün Hikayesi

Karayılan Destanı... Gaziantep Müdafaası Hikayesi

Çökertme 'Halilim' Türküsünün Hikayesi

Çarşambayı Sel Aldı Türküsünün Hikayesi

Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz Türküsü

Dersini Almışda Ediyor Ezber Türküsünün Hikayesi

Kırmızı Gül Demet Demet Türküsünün Hikayesi

Aşık Reyhani Hayatı ve Şiirleri

Bodrum Hakimi Türküsü'nün (Bodrumlular Erken Biçer Ekini) Hikayesi

Sefil Baykuş Türküsünün Hikayesi

Gelin Oldum Karabel'in Eline Türküsü'nün Hikayesi

Alıver Anneciğim Alıver Çantamı Asayım Koluma (Kurlar Kışlaları) Türküsünün Hikayesi

Evlerinde Bir İpekten Halı Var Türküsünün Hikayesi

Ne Ağlarsın Benim Zülfü Siyahım Türküsünün Hikayesi

Mektebin Bacaları Türküsünün Hikayesi

Aşkın Ne Derin Yaralar Açtı Ciğerimde Türküsünün Hikayesi

Ceviz Oynamaya mı Geldin Odama Türküsünün Hikayesi

Devrent Deresine Duman Bürüdü Türküsünün Hikayesi

Ağgül Seni Camekanda Görmüşler Türküsünün Hikayesi

Acem Kızı Türküsünün Hikayesi

Edirne'nin Ardı Bağlar Türküsünün Hikayesi

Ahmet Bey'in Bir Küheylan Atı Var Türküsünün Hikayesi

Hey Onbeşli Hikayesi ve Türküsü

Bebek Ağıtı'nın Hikayesi (Avşar Ağıtı Orta Anadolu)

Ormancı Türküsünün Öyküsü

Söyleyin Anama Damda Yatmasın (Şahin Bey) Türküsünün Hikayesi

Muş Ovası Türküsünün Hikayesi

Ezo Gelin Türküsünün Hikayesi

Hey Onbeşli Onbeşli Türküsünün Hazin Hikayesi

Suzan Suzi Türküsünün Hikayesi

Kara Kaş Gözlerin Elmas Türküsünün Hikayesi

Cemal'im Türküsünün Hikayesi

Ordunun Dereleri Aksa Yukarı Aksa Türküsünün Hikayesi

Yemen Türküsü (Burası Muştur Yolu Yokuştur) Hikayesi

Hekimoğlu Türküsünün Hikayesi

Sarı Gelin Türküsünün Hikayesi

Bitliste Beş Minare Türküsünün Hikayesi

Kışlalar Doldu Bugün Uzun Havasının Hikayesi

Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa Türküsünün Hikayesi

Kapıyı Çalan Kimdir? Türküsünün Hikayesi

Arpa Ektim Biçemedim (Ali Paşa) Türküsünün Hikayesi

Odasına Vardım Gayfe Pişirir Türküsünün Hikayesi

Yürüyorum Dikenlerin Üstünde Türküsünün Hikayesi

İki Keklik Bir Kayada Ötüyor Türküsünün Hikayesi

.