Yıktılar Kalamızı Sürdüler Balamızı Bir Kerkük Türküsü Hikayesi
Dört bir yanımız zorla bizden sökülüp yabana yurt olmuş topraklar...Önce feragat edilmiş, sonra yok sayılıp unutulmuş bir öksüz diyar Kerkük... Bağırsa Türkiye'ye sesini duyuracak yakınlıkta ama yansa umursanmayacak bir garip il Kerkük. Anavatan Türkiye hep basiretsiz insanların elinde kalınca Kerkük, Doğu Türkistan, Türkistan, Kazakistan, Balkanlar, Saraybosna, Üsküp, Kırım, Kafkasya daha bir sürü Türk yurdu yetim öksüz...
Lozan'a kadar Milli sınırlar içinde kabul edilen, 1926'da kaderine terk edilen bu coğrafya da önce İngiliz, sonra Irak yönetimi tarafından hor görülmüş bir halkın yurdu. Onların Arap, İran, Azeri, Anadolu renklerini barındıran, Fuzuli, Nesimi, Şeyh Esad Erbili'yle birlikte anılan köklü edebiyatları, bölgeye has bir nazım şekli olan Hoyratları, türküleri, cinaslı manileri şimdilerde ateşe verilen yurtlarına duydukları özlemi, yurtları için duydukları endişeyi dile getiriyor.
Yıktılar kal'amızı
Sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken
Çektiler salamızı.
Elinde yad elinde
Öt bülbül yad elinde
Bir diyar mezar olsun
Kalmasın yad elinde
Can Kerkük, canan Kerkük
Her söze kanan Kerkük
Kalınca yardan uzak
Mum kimin yanan Kerkük
Sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken
Çektiler salamızı.
Elinde yad elinde
Öt bülbül yad elinde
Bir diyar mezar olsun
Kalmasın yad elinde
Can Kerkük, canan Kerkük
Her söze kanan Kerkük
Kalınca yardan uzak
Mum kimin yanan Kerkük